Trump’tan ‘Demir Kubbe’ kararnamesi

Trump, Orduda Dört Yeni Kararname İmzaladı

ABD Başkanı Donald Trump, orduya yönelik dört yeni kararname imzaladı. Trump’ın kararnameleri, dün Başkanlık uçağı ‘Air Force One’da imzaladığı belirtildi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, kararnamelerden ilki Covid-19 aşı zorunluluğuna karşı çıktığı için görevine son verilen ya da ayrılmaya zorlanan ordudaki personelin göreve iadesini öngörüyor. İkinci kararname ise İsrail’in ‘Demir Kubbe’ adlı hava savunma sisteminin ABD versiyonunun geliştirilmesi için bir süreç başlatılmasını sağlıyor. Üçüncü kararname, ordu içindeki transları hedef alırken, dördüncü kararname ise ‘Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık’ (DEI) ofislerinin kapatılmasını öngörüyor.

Aşı Reddedenler, Orduda Geri Dönecek

ABC News haber sitesinin aktardığına göre, Covid-19 aşısı olmayı reddettiği için ordudan uzaklaştırılan personel, ‘tam geri ödeme ve yan yardımlar’ ile birlikte göreve iade edilecek. 2021-2023 yıllarında 8 binden fazla kişinin bu sebeple ordudan ayrıldığı tahmin ediliyor. Kararnamenin ardından bu kişiler eski rütbelerine geri dönebilecekler. Önceki Savunma Bakanı Lloyd Austin, tüm askeri personelin Covid-19 aşısı olmasını sağlayan bir emir vermişti.

  • 2023 yılında ordudan uzaklaştırılan kişilere geri dönme fırsatı sunulmuş ancak sadece 43 kişi bunu tercih etmişti.

Translara Yönelik Güncelleme

Trump, geçen hafta Biden’ın transların orduda görev yapmasına izin veren kararını iptal ederek, Savunma Bakanlığı’na translarla ilgili tıbbi standartlar kılavuzunun güncellenmesi ve askeri olarak hazır olma hali ile uyuşmaz kılavuzunun iptal edilmesi talimatını verdi. Kararname, tüm tıbbi standartları güncellemesi gereken Savunma Bakanlığı’ndan, ‘erkeklerin kadınlara ait tesislerde bulunmasını’ yasaklamasını istiyor.

ABD’nin ‘Demir Kubbesi’ Geliştirilecek

Üçüncü kararname ile ABD’nin kendi ‘Demir Kubbesi’ sistemi oluşturulacak. Belgeye göre, ABD’yi balistik, hipersonik ve diğer hava saldırılarından koruyacak bir füze savunma kalkanı hedefleniyor. Ancak geliştirme süreci hakkında detaylı bilgi bulunmuyor.

‘DEI’ Hedef Alındı

Son kararname ise Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı’ndaki ‘Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık’ (DEI) programlarına yöneldi. Artık ‘ayrımcı ırk ya da cinsiyet temelli tercihlerin’ kullanımı yasaklanacak. Bakanlıklar, ‘ırk ya da cinsiyet temelli ayrımcılık’ vakalarını inceleyip, ‘DEI ve toplumsal cinsiyet ideolojilerini bertaraf etmek’ için müfredatlarını gözden geçirecek.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)

Related Posts

Güney Koreli yayıncıyı tacize 4 yıl hapis cezası

Kadıköy’de Güney Koreli yayıncıyı taciz eden 71 yaşındaki sanığa 4 yıl hapis cezası verildi.

80 yıllık dev şirket iflas etti. Türkiye’de de ürünleri talep görüyordu

Almanya’nın Bad Kreuznach kentinde 1945’ten beri faaliyet gösteren gözlük toptancısı Wagner + Kühner, mali zorluklar nedeniyle iflas başvurusunda bulundu. Şirketin ürünleri, Türkiye’de optisyenler ve tüketiciler arasında yoğun ilgi görüyor …

UNICEF: Gazze’de çocukların durumu gittikçe kötüleşiyor

UNICEF Sözcüsü Kazem Abu Khalaf, Gazze’de her gün çatışmalarda ölen ya da yaralanan ortalama çocuk sayısının 87’yi bulduğunu belirtti.

Ünlü iş insanı Ali Altınbaş yaşamını yitirdi

Ünlü iş insanı, Altınbaş Holding Onursal Başkanı Ali Altınbaş yaşamını yitirdi. Altınbaş bugün son yolculuğuna uğurlanacak.

Leman dergisi çalışanlarına ters kelepçe

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Hazreti Muhammed’in karikatürünü yayımlayan derginin karikatürist, grafiker, müessese müdürü ve yazı işleri müdürünün gözaltına alındığını bildirdi. Yayınlanan görüntülerde, şahısların yere yatırılarak ters kelepçe takıldığı görüldü.

20 milyonluk rüşvet iddiasına ‘mesnetsiz’ açıklaması

Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturmasında ifade veren Halil Kurdu, iş adamı Mehmet Tatlıcı’dan 20 milyon TL rüşvet alındığını iddia etti. Rüşvetin, Beylikdüzü’ndeki bir arsanın üst irtifak hakkı karşılığında protokolle kamuya devredilmesi sürecinde verildiği öne sürüldü. Tatlıcı’nın avukatı Ayhan Duran, Halil Kurdu’nun iddialarının asılsız ve kişisel husumete dayandığını savundu.